aramıza hoşgeldiniz.


19 Şubat 2012 Pazar

Bakkala gittim gelicem

şehir dışında okuduğumdan mütevellit her gidiş zamanım geldiğinde içimi bi hüzün kaplar.ağlamak değil ama sadece hüzün.çevresindekilere ters davranmak,olmayacak şeylere alınmak da cabası.neyin tribiyse bu.sanki ben yapmadım tercihlerimi.neyse olmuş bi kere kalmış şurda yarım dönem,mezunum. sonra ne halt yiceğim belli değil ama orasını karıştırmayalım.

pazartesi günü yolculuğum var.gidiyorum işte diye neyse böyle bi isyanlardayım.babam geldi dedi kızım hayırdır neyin var kaç gündür canın sıkkın gibi.dedim baba gidiyorum daha ne olsun.gözleri doldu kıyamam.bu da böyle babamla bi diyaloğumuz işte.bizim babamla diyoloğumuz hep iyidir.çoğu insandan iyi belki.neyse.

anneme gelecek olursak onun gözyaşları zaten hep orda duruyo.bişey olsa da ağlasam modunda.kıyamam.gidicem diye gidip gelip kokumu içine çekiyo.kokumu depoluyo zihnine ki ben yokken onunla yetiniyor sanıyorum ki.çok seviyorum onları ama ben.sonra da ablamlar var.onlar olmasaydı ne yapardım diyorum bazen.ama iyi ki varlar.hep olsunlar.

bi evin en küçüğü olmak şımartılmak anlamına gelmiyor her zaman.ama sizden büyük olanlara nazaran daha şanslı olduğunuz kesin.yalnız markete giden kişi hep aynıdır değişmez.o da en küçük olan işte.neyse ki öyle bi derdim yok.hep babam yapar alışverişleri.

ne diyordum ben.heh dışarda okumaktan bahsediyordum.dışarda okumak çok zor gerçekten.her açıdan.ne kadar maddi durumunuz iyi olsa da insanın psikolojisini etkiliyor en başta.kimilerine dışarda okumak bi kaçış bi kurtuluştur ama hiç bi zaman öyle bi düşüncem olmadı.aksine ben psikolojik olarak daha da yıprandım.bu yüzdendir ki kendi çocuğumu dışarda okutmıcam ben.valla yazık günah.yediği yemek değil kaldığı yurt değil.bi acayip durumlar böyle.hoş değil işte.inşallah o da istemez dışarda okucam ben yaa diye tutturmaz.döverim olmadı.yok tabii ki yapmam.neyse saçmalıyorum.

kaldığım yurtta da internet sorunu var .giremicem pek sanıyorum ki.yazı da yazamıcam uzunca bi süre.çok hüzünlüyüm bu konuda.zaten ne sorunları yok ki.yemekleri sorun.odaları sorun.allahsızlar!

o zaman kendime dikkat edeyim bir dahaki yazıya kadar.güzel malzemeler bulayım ilginç şeyler yaşayım geleyim anlatayım,evet.oley.


15 Şubat 2012 Çarşamba

Hayat sevince güzel,valla

oley.bugün sevgililer günüüydüü.ne mutlu sana ne mutlu bana ne mutlu bize diyoruz.sevgililer günümüz kutlu olsun diyoruz.mutlu sevgililer günü diyoruz.

aslında ayıp olmasın diye kutladım. bi de maksat yazıya giriş olsun.zira bugünü pek de önemsediğim söylenemez."sevene her gün sevgililerr günüüüü!!" diyenlerdenim.daha açık olacak olursam sevgililer gününün her yerde duyurulması veya dayatılmasıyla kutlanmasını değil de içten gelerek kutlanmasını isterim.o yüzden de sevgilime "ee 14 şubat sevgililer günü aşkım o gün napıcazz?" demem. gerek de yok bence.diyenlere de saygımız sonsuz tabii ki.yine de benim düşüncemin daha saf daha temiz olduğunu düşünmekteyim.yap dediğim için yapılan bişeyden bi içtenlik beklemek saçma olur çünkü.kendini kutlamaya,hediyeler almaya ya da türlü çeşit sürprizler yapmaya mecbur hisseden biriyle,içinden geldiği için farklı bi günde farklı bi zamanda yaptığı tatlı,minik ve bir o kadar da hoş sürprizlerle karşına çıkan biri bir tutulmamalı.bu düşüncemde de yalnız olduğumu sanmıyorum.

bugün şu dikkatimi çekti ki,artık sevgililer günü de böyle bir bayrammışçasına,böyle bir yılbaşıymışçasına kutlanıyormuş.belki de hep öyleydi ben bugün farkettim.

sevgilisi olup da bugünü mutlu mesut kutlayan çifte kumrulara diyecek sözüm yok.mutlu olun canlar.fakat yalnız takılanları da düşünün be allahsızlar.twitter'da facebook'ta böyle bi mutluluk yazıları böyle bi canımlar cicimler.hoş değil bence.ayıp.günah.lütfen daha dikkatli olalım.düşünceli olalım.düşünelim.hem komşusu açken tok yatan bizden değildir.

şaka bi yana aşk dünyanın en güzel şeyi.iyisiyle,kötüsüyle,kavgasıyla,kıskançlığıyla,planotiğiyle,karşılıklısıyla..aşk cidden çok güzel bişey.insana huzur verir.neşe verir.düşünmesini sağlar.düşüncelere dalıp neden sonuç ilişkisi kurmasını bile sağlar.abartmıyorum hepsi gerçek.isviçreli bilim adamlarının araştırmasına falan da dayanmıyor bu söylediklerim.tamamen kendimden bildiğim şeyler.midede uçuşan kelebekler,sürekli bi sırıtma halleri yalan değil.onların hepsi gerçek.yaşadıysanız bilirsiniz.yaşamadıysanız da umarım en kısa sürede yaşarsınız.gerçek olanını...

bu da günün anlam ve önemine uygun olarak tüm çiftlere,tüm aşıklara,tüm aşık olmak isteyenlere gelsin.herkese gelsin ya da.iyi dinlemer.daha nice nice happy valentine's dayleriniz olsun.öperim.

not:F.D'yi de çok severim.(F.D. sevmeyenler için: Badem de söylemiş aynı şarkıyı bi de ondan dinleyin.)








8 Şubat 2012 Çarşamba

Random.

çok uzaklaşıyorum bazen kendimden.yabancılaşıyorum kendime.aynaya bakıp bu ben miyim? diyorum.hatta çoğu zaman aynaya bile bakmıyorum bunu demek için.çünkü oraya baksam kendimi görüp tiksinmekten bile korktuğum oluyor.kaçıyorum.uzaklaşıyorum.tekrar yaklaşınca tekrar kaçıyorum.sonra tekrar.sonra tekrar.tekrar ve tekrar.bazen yoruluyorum.dur artık diyorum kendime.yeter kaçma.nereye kadar gideceksin? yolun sonu yok.yolun sonu yok.anla yok.diyorum. kaçmana gerek yok.oturup bi kendini dinlesen belki daha kolay olur diyorum.kimseye anlatmak zorunda değilsin ama kendine anlat kendine bağır kendine kız diyorum.onu bile yapamıyorum.kızsam ne değişecek.değiştirebilecek miyim geçmişi?herşey düzelecek mi?
plan yapmaktan,yaptığım planlara uyamamaktan,kararsızlıklarımdan yoruldum.belirli birşeye yoğunlaşamıyorum.kafam sürekli dağılıyor.artık hayatımda netlik kazanmasını istediğim şeyler var.ve bazen bu yüzden bile kendimden sıkılıyorum.boşver diyorum önce herşey net olmasa ne olur.sonra da diyorum ki net olsun herşey kafam rahat olsun.ama olmuyor.bunu yapan nasıl beceriyor bilmiyorum.belki de bilmek istemiyorum.kimseden yardım da almıyorum.ve almak da istemiyorum.kendi kendime sorun yaratıp bu sorunları kendimden de çözebiliyorum çünkü.eğer çözmüyorsam da muhtemelen çözmek istemiyorumdur.
ve sıkılmalarım böyle devam edecek gibi görünüyor.çünkü artık yoruldum.bişeyler için çaba sarfetmeden kendiliğinden olsun istiyorum herşey.ama olmuyor.kimileri çaba sarfetmeden elde etmeyi haketmediği şeylere bile sahip olurken benim hakettiğim şeylerin bende olmaması bana artık koyuyor.şans mı?kader mi?her ne halt denirse buna o bende yok işte.olmayacak da.biliyorum.boşuna bekliyorum herşey düzelecek ben de bi gün düşünmeden bişeyler yapıcam diye.işte bu yüzden bile yoruluyorum,sıkılıyorum,bunalıyorum.kafama takmamaya gayret gösteriyorum.ama bazen de takayım diyorum oyalancak bişeylerim olsun.
yine de çoğu şeye kader deyip geçiyorum işte.
kader..şans..

(yazıda oldukça saçmaladığımdan mütevellit ne kadar karışık bir ruh haline sahip olduğumu varın siz tahmin edin.)

6 Şubat 2012 Pazartesi

derin mevzu bunlar

bir erkek/kadın sevdiği erkekten/kadından,sevdiği halde,neden ayrılır?çok saçma değil mi.? bence öyle.tamam belki seni sevmediğini biliyorsundur.veya ne bileyim seni aldatmıştır.yalan söylemiştir.veya bunun gibi şeyler olmuş olabilir.ayrılırsın.ama ortada bişey yokken,üstelik kurduğun hayaller sadece onun üzerineyken,sabah o akşam o öğlen o,gününün her anı her dakikası oyken,neden bu seviyorum ama ayrı dünyaların insanlarıyız durumları?
benim düşüncem şu: bi insan seviyorsa,ama eğer gerçekten seviyorsa,aşıksa,çaba sarfeder.çaba sarfeder derken kendince değil.çünkü kendince çaba sarfettiğini düşünmesi aslında hiç bişeydir.zira insan kendine objektif olamaz.ben çok şey yaptım biraz da o yapsın deyip işin içinden sıyrılabilir.dedim ya objektif değildir çünkü kendine karşı.eğer seviyosan ona karşı gurur yapmamalısın mesela.aşıksın ya sen bir ömrünü onunla geçirmeyi düşünüyosun neyin gururu neyin atarı bu? tamam ben demiyorum gurursuz ol yüzsüz ol.ama kendi isteklerin için bencillik yapıp kendini ondan üstün görüp ben çok koştum sen bişey yapmadın seviyorum ayrılmalıyız diyemezsin.demeye hakkın yok.bu bencilliğine uygun hazırladığın bi kılıf sadece.bahane.üstelik bu bahaneye kendini de inandırman gerçekten içler acısı.

belki kimilerine saçma gelebilir bu düşüncem ama aşkta gurur olmaz diyenlerdenim(tabii ki bir yere kadar). bi insan seviyosa eğer beklemesi gerekirse beklemeli.eğer alltan alması gerekirse alttan almalı.eğer savaşması gerekirse savaşmalı.

böyle insanların da var olduğuna inanmıyorum aslında.çünkü o kadar basite indirgiyorlar ki bu gönül meselelerini hiç bir zaman birinin aşık olduğu kişi için birşey yapabileceğini düşünmüyorum. kolaya kaçmak insanlar için bi hayat felsefesi olmuş artık.biri için savaşmak zor geliyor. elinde kolay elde edebileceği şeye yöneliyor. maalesef..

bunu bildiğim için de birilerine güvenmekte oldukça zorluk çekiyorum.sürekli bi soru işareti.sürekli bi paranoya hali.doğru mu yapıyorum bilmiyorum.ama şimdiye kadar da bi zararını gördüğüm söylenemez.tabii şimdilik...

neyse,zaten bunlar da anca filmlerde olur.

4 Şubat 2012 Cumartesi

Üç Nokta

bazen çok özlüyorum
öyle özlüyorum ki "özlüyorum" kelimesi bile yetmiyor anlatmaya..gülüşünü,bakışını,yürüyüşünü..
oysa ki karşına geçip "seni çok özledim" diyebilirim.sana uzun uzun cümleler kurabilirim.bildiklerini tekrar hatırlatabilirim.
ama yapmam,yapamam.yapamıyorum da.koyduğun engeller o kadar bağlı ki birbirine aşamıyorum. yoluma bu kadar art arda dizilmesi beni yoruyor.sana ulaşamıyorum..
işin kötüsü sen de hiç yardımcı olmuyorsun bana.halimi anlamıyorsun.bir kere oturup düşünmüyorsun.ne halde olduğumu da bilmiyorsun.
ya da biliyor musun?en azından tahmin edebilirsin.ya da etmelisin.
ama ben bazen çok özlüyorum
kimse olmasın tek sen ol istiyorum
herkes gitsin bir tek sen kal istiyorum.
beraber gezelim,dolaşalım,eğlenelim istiyorum.
yine gözlerimin içine bakabilmeni istiyorum.
Kordon'dan Alsancak'a serin havada sarmaş dolaş yürüyelim istiyorum.
çok mu şey istiyorum ?
bazen çok özlüyorum.
gerçekten,bazen çok özlüyorum.
uyurken iyi geceler uyandığında günaydın demek istiyorum.
canım sıkıldığında sana sarmak istiyorum.
ve bir derdim olduğunda sana anlatmak,sarılmak,omzunda ağlamak istiyorum.
ve ben hep seni özlüyorum..
ve ben sadece seni özlüyorum.
özlüyorum..
sadece özlüyorum.


3 Şubat 2012 Cuma

bir İzmir aşığı olarak: ben

doğma büyüme İzmirliyim (ve kısmetse ölme.).has hem de böyle 7 kuşak falan.ve de tam bi İzmir aşığıyım.hem de öyle sadece Konak'ı Alsancak'ı Karşıyaka'sı ile de değil.tümüyle.haritada gördüğünüz yavrusunu elinde tutan anne ördek görüntüsüyle seviyorum.

güzel ülkemin güzel şehirlerinin hepsini görme şansım oldu şu yaşıma kadar. objektif değerlendirmeler de yaptım hatta.ama gerçekten objektif oldum.ve İzmir hep ilk sırada yer aldı benim için. beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar dercesine nerde ölürsem öleyim burda olmak istiyorum. hatta hep burda olmak istiyorum. her zaman burda hep burda..diğer güzel şehirlerimiz de var tabii ki yaşanılası,gidilip görülesi,gezilesi..ama İzmir..ne bileyim bi başka.insanıyla,güzelliğiyle,tümüyle..

bugün kar yağdı İzmir'e.ohoo herkeste bir çoşku bir sevinç aldı gitti.mutlu olduk bildiğin.üniversite yaşantım boyunca kara doymuş bi insan olarak söylüyorum bunu ben bile sevindim yahu.içimde bi çocuk hoplayıp zıpladı resmen.hatta otobüs beklerken annesine kartopu atmaya çalışan minik bi kız çocuğunun sevincine bile ortak oldum.ben ilk defa kar görüyorum ablaaa dedi bana.kimilerine göre görgüsüz de olduk gerçi ama ne yapabiliriz.şimdi siz görgüsüz dediniz diye biz de mi çirkinleşelim.ayıp yapmayız zaten.1 günlük sevincimiz böyle sürdü bi daha ne zaman görürüz bilmem.ama bildiğim bişey var İzmir'e kar çok yakıştı.gerçekten..
(gözümden kaçmayan bir şey daha vardı ki belediyemiz sanki sürekli kar yağıyomuş da alışmışız gibi nasıl çalışıyordu anlatamam.bu da sürekli kar yağan ama belediyesi de iş yapmayan illere bi örnek olsun madem.)

başka şehirlerle kıyaslama olayına girmicem.giremem.girmem de zaten.kıyaslamam bile yani o anlamda.beğenmeyenin canı sağolsun beğenenden de allah razı olsun diyelim tatlıya bağlayalım.kimse sevmek zorunda değil tabii.en azından biz kendi şehrini yüceltip ayy İzmirde ne var allah aşkına diyenleri de (ki böyle bişey demeleri mümkün değil. hani bi Ankara olur tamam.ama İzmir diyoruz yani mümkün değil böyle bi cümle sarfetmek.) bağrımıza basıyoruz.yani başkaları gibi e yaşama kardeşim o zaman git demiyoruz.

ve son olarak;
ben bu şehirde mutluyum
ben bu şehirdekilerle mutluyum
ben bu şehri seviyorum
ben bu şehirdekileri seviyorum...
sevgiler,saygılar efendim.

1 Şubat 2012 Çarşamba

başlık bulma konusunda sıkıntılarım var.

kimseyi üzmek istemem.üzemem de.ama herkes benim gibi değil sanırım.sahi nasıl beceriyorlar insanlar birini üzmeyi? nasıl becerebiliyorlar bu kadar vurdumduymaz olmayı? acaba kötü bi insan olsam herşey çok mu güzel olurdu? ya da vurdumduymaz olsam?

bazen düşünmüyor değilim kötü bi insan olmayı.düşünüyorum,ama yapamıyorum.ve aklıma hemen kötü olan insanlar nasıl kötü olmayı başarabiliyor sorusu geliyor.acaba çok çaba sarfediyorlar mıdır?sanırım..


onlar kötülükleriyle uğraşadursunlar bi yandan da iyi olan insanların var olduğunu görmek ve bilmek umut verici aslında.ama yine de heryerde rastlanılmıyor bunlara.bulunmaz hint kumaşı mübarek.

keşke iyilerle iyileri kötülerle kötüleri bir araya getirebilseydik.bir iyinin yanına bir kötü gitmiyor çünkü.olmuyor.iyi olan arada kaynayıp gidiyor.çok yazık oluyor. ama bu iyiler de biraz salak oluyor canım.şimdi sen onun kötü olduğunu bile bile dibinden ayrılma.sonra üzül.e oldu mu?olmadı.akıllı ol biraz aç gözünü.çünkü o seni üzerken içi hiç sızlamayacak.halini düşünmeyecek.bıraktığı gibi kalacaksın ama o senin ne halde kaldığını umursamayacak.hayat bu.hayat böyle.ama bi yandan da bişeyler borçluyuz sanırım bu kötü insanlara.onlar olmasaydı iyilerin değeri hiç bilinmeyecekti.hoş,şimdi de ne kadar biliniyor ondan da şüpheliyim ya.neyse o konuya da sonra değiniriz.