aramıza hoşgeldiniz.


14 Mart 2012 Çarşamba

Hayat bi "oyun" !..


Hayatın bazen bana oyun oynadığını düşünüyorum. Elime yetinebileceğim sadece 4 kart vermiş. Bunları mantıklı, yerinde ve zamanında kullanmazsam onları da kaybedecekmişim gibi sanki. Rakiplerim de öyle kurnaz ki elimdeki kartları biliyorlar ona göre oynuyorlar benimle. Onları kaybetmek istemediğimi biliyorlar çünkü. Bu yüzden her zaman uyanık olmalıyım. Elimdeki benim için değerli olan 4 kartı kaybetmemek için.
Rakiplerim de yetmezmiş gibi, zaman da onların şeytanı olmuş. Hep onlardan yana. Bana düşman.
Bu oyunun kurallarını da ben belirlememişim. İçine atmışlar adeta beni. Çıkmak istiyorum, 4 kartıma kıyamıyorum. Gücümü onlardan alıyorum. Yerden kart çektiğim zamanlarda ise, çektiğim gibi geri bırakıyorum. Çünkü o çektiğim kartlar o güzelim 4 kartın yanına olmuyor, yakışmıyor. Elim daha da kötüye gidiyor. Rakiplerimi izliyorum ama onlar bir, ben tekim. Bütün işe yarar kartlar onlarda, ben hep yerden çekmek zorunda kalıyorum. İşin garibi, karşımdakilerin eli hep aynı ama sureti değişik. Hepsi aynı ustalıkla oynuyor oyunlarını. Bir tek ben beceremiyorum. Risk alamıyorum, korkuyorum. Çok korkuyorum bu oyunu kaybetmekten. Çok korkuyorum elimdeki 4 kartı kaybetmekten. Çünkü onlar giderse ben biterim. Çünkü onlar giderse oyun biter, hayat biter…
Ama ben yenilmeden, elimdekileri kaybetmeden, 4 kartımın yanına ekleyebileceğim yerdeki 1 kartı da çekerek bu oyunu bitireceğim.
Kendime söz verdim.
13 Mart 2012    00:03

Eski ben..


Duygularımın yoğun olduğu bir zamandayım yine,sanıyorum ki. Öyle ki ne yapacağımı bildiğim halde kılım bile kıpardamıyor bazen. Çünkü artık bir şeyler yapmaya ne halim var ne de gücüm. Ayrıca hiçbir şey için sabrım olduğu da söylenemez. Kendimi en yakın sağlık kuruluşuna götürmek istiyorum böyle zamanlarda.
                Boş zamanlarımda kendimi meşgul eden hiçbir şey yok. İyi mi kötü mü bilemedim. Son sınıf olmamdan dolayı kafamı kurcalayan binlerce soru var. Biri bana dev ekran televizyonda önümüzdeki 10 yıl içinde neler yaşayacağımı izletse benden mutlusu olmaz sanırım. Düşündüm de dev ekran olmasa da olur.
Yapacağım binlerce şey var, daha doğrusu yapmam gereken. Ama hepsinden kaçıyorum. İçimden gelmiyor. Bu durumdan kurtulmamı sağlayacak birine ya da bir şeye ihtiyacım var.
-O şey ne zaman gelecek ?
-Beni ne zaman eski ben yapacak ? Bilmiyorum. Belki de hiçbir zaman “eski ben” diye bir şey olmadı. Ben hep böyleydim. Bilemiyorum… Tek bildiğim “olağanüstü mutluluk” durumunu yaşamak istediğim. Her gün aklıma gelen o gelecek planlarımı sorunsuz uygulamak istediğim.
Yazmayalı çok uzun zaman olmuş, şu an fark ettim. Beni yazmaya iten gücün ne olduğunu da bilmiyorum. Aklım karışık, beynim karışık, içim karışık. Ne yapacağımı bilmiyorum. Uyumak istiyorum sadece. Bolca uyumak, saatlerce uyumak. Rüya görmek, iyi rüyalar, güzel rüyalar..
Yazmak insanı rahatlatıyor sanırım biraz.
Rahatladım mı acaba ? Bunu da bilemiyorum.
İyi geceler..
6 Mart 2012  01:01