aramıza hoşgeldiniz.


8 Mayıs 2013 Çarşamba

tekrar

hayatın insanları birbirinden ayırdığı bir gerçek.
uzun zamandır buraya gelip bir şeyler karalamaya bile fırsatım olmadı mesela.
bu sırada güzel şeyler olduğu kadar çirkin şeyler de oldu.başladığım yeni işimin eğitimi için Mersin'e gittim örneğin.yeni insanlar tanıdım güzel arkadaşlıklar kurdum.bu sırada hayatımdan çıkması gereken, gereksiz insanlar oldu ve aynı zamanda hayatım için aslında ne kadar gerekliymiş dediğim insanlar hayatıma girdi.
iyi de oldu güzel de oldu.
hepsi birer tecrübe sonuçta,kaldığımız yerden devam ediyoruz.
gün geçtikçe gelecek planlarıma biraz daha yaklaşıyor olmam içimi aydınlatmakla kalmıyor,bana güç de veriyor.öyle bir güç ki böyle ne yapsan gitmeyecek,bitmeyecek,tükenmeyecek cinsten.
galiba bu sefer başarıcam,olacak diyorum.buna da inancım sonsuz.
yaşayıp görücez.

havadan sudan yazayım madem.
Ahmet Ümit'in "Beyoğlu Rapsodisi" adlı kitabından bahsetmek istiyorum biraz.çok büyük ümitlerle aldığım,çok büyük şaşkınlıkla ve hayranlıkla okuduğum kitabın finalinde ancak bu kadar hüsrana uğrayabilirdim.baştan finale kadar olay örgüsü,cümleler ve anlatım o kadar güzeldi ki öyle bir finali yakıştıramadım açıkçası.okuyacak olanlara tavsiyem finalinden çok büyük bişey beklememeleri."Patasana" için ise aynı şeyi söyleyemicem. çünkü bugüne kadar okuduğum kitaplar arasında favoriler listemde yerini aldı bile.
Kitaplardan devam edelim.şu an Üstün Dökmen'in "Küçük Şeyler" kitabını okuyorum.yaklaşık 1 aydır elimde.nedeni ise şu: bu kitaplar öyle paldır küldür hadi bakalım sonu neye varacak diye bir çırpıda okunacak kitaplar değil.sindire sindire,anlaya anlaya okumalı insan.o yüzden de biraz sabır gerektiriyor tabii.

son zamanlarda izlediğim ve müptelası olduğum bir dizi var: Black Mirror. lütfen böyle dizileri izleyelim izlettirelim.3'er bölümden 2 sezonluk bi dizi.devamı gelecek diye ümit ediyorum.yönetmenleri,oyuncuları,konuları her bölümde beni benden alıyor.Fringe'ten sonra favorimdir kendisi.Arada bi keyiflenmek için de Friends'e başladım,bir yandan da How I Met Your Mother devam ediyor tabii ki.

yazmanın beni neden bu kadar rahatlattığı konusunda hiç bir fikrim yok.konuşmak,yazmak o kadar rahatlatıyor ki bence bu konuda benim üzerimde bi araştırma yapılabilir,tez konusu olur bundan.

son olarak şu cümleleri de söyleyelim;hayatımda yüzümü güldüren insanlar hep hayatımda olsunlar istiyorum,gelecek planlarım bir bir gerçekleşsin istiyorum.

ve yeni keşfettiğim -yeni keşfettiğim için de fazlasıyla üzüldüğüm- güzel bir şarkıyla son veriyoruz:

not:yaptığım yorumlar nacizane fikirlerimdir.kitap,film ve müzik gurmesi değiliz sonuçta.abartmayalım.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder